Minarede ezan var Gülbahçe de gezen var Şu Aydın’ın içinde Gün görmedik güzel var.
Karşıyaka’nın kahvesi, İnebolunun ayvası, Çalın ziller oynasın, Hakim beyin mayası.
Bir uzun yoldur Bozdoğanla Eymir’in arası, Yaktı beni Kaşlarının karası.
Tenekeciye yaptırdım ibrik Ağzı burnu kıvrık, Ben birine laf söylüyorum, Seni ne a buruk.
Uzun kavak bu mudur? Dibinde su mudur? Alcan dedin almadın Son cevapın bu mudur?
İnebolunun kalburu Tozu dumanı kaldırı İnebolunun kızları Fıstık şeker aldırı.
Enginarı haşladım Doğramaya başladım Sevdiğime görünce Ağlamaya başladım.
Giderin sabah olmuyo Neden çilen dolmuyo Ne gülmedik baş bende, Bir garada durmuyo.
Su akar kamış gibi Duralmış gümüş gibi Ben yarimi severim Turfanda yemiş gibi.
Elmas yüzük parmakta Çifte benler yanakta Benim bir sevdiğim var Şu karşı ki konakta.
Karanfilin filizi Kim bilir kalbimizi İncecik rüzgar esti Ayırdı ikimizi.
Asmanın direkleri Uzundur herekleri Altın bilezik ister O yarin bilekleri.
Bir taş attım zeytine Zeytinin irisine Ben kendimi sakladım Yiğidin iyisine.
Zeytin yaprağın dökmez Muhabbet candan gitmez Bu gözler seni gördü Başkasına kar etmez.
Tarlam tezek değil mi? Bağrım ezik değil mi? Yarimi eller almış Bana yazık değil mi?
Karanfilin moruna Ölüyorum uğruna Teyze oğluna söyle Doğru gittin yoluna.
Tefe vur sesi çıksın Başından fesi çıksın Bıyıklı’dan kız alma Aklın başından çıksın.
Masa üstünde bıçak O bıçak kırılacak Bıyıklı’dan kız alan Cennete yazılacak.
Bahçelerde patlıcan Ben askere yazılacan Askerden döndüğümde Uzun saçlı kız alcam.
Kiraz yedim tabaktan Su içtim bakır tastan Bu gün ne hayırlıymış Yari gördüm uzaktan.
Bahçelerde bibersin Bilirim ki dilbersin Sana gönül veremem. Yabancısın gidersin Köprü altında arpa Su gelir çarpa çarpa Küçücükten yar sevdim Annemden korka korka. Karanfilim tomurcak Tomurcağı kim yolcak Ben askere gidince Benim yarim kim olcak. Karanfilim üç budak Yari öptüm şappadak Bir daha öpem derken Annesi geldi dıppadak. Arabası tekliyor Yokuşları çekmiyor Bıyıklı’nın kızları Oğlanları bekliyor. Elma attım karşıya Yuvarlandı çarşıya Bıyıklı’nın kızları Birer tabak turşuya. Portakal dilim dilim Darılmış benim gönlüm Ben gülüme ne dedim Kurusun ağzım dilim. Kuyuya bakır saldım Gözleri çakır sandım Çakırım şöyle dursun Kara gözlüme yandım. Tana tane üzümsün Yarim iki gözümsün Unuttuğumu sanma Sabah akşam sözümsün. Dolapta sabun m’olur Sevdaya sabır m’olur Sevda çeken kızların Tövbesi kabul m’olur. Çift sürdüm evliyken Başı beyaz telliylen Sen terle ben sileyim Bin beşyüz çevreyilen. Şu dağın ardı musluk Yarimden gelir ıslık Benim yari sorarsan Kavrulmuş taze fıstık. Dam ardına kül attım Döndüm ardıma baktım Merak etme sevdiğim Bu hafta mektup attım. Tabak içinde lüle Bayıldım güle güle İşitim yar evlenmiş Geçinsin güle güle. Siyah çorap giysene Bizim eve gelsene Ben seni seviyorum Gözlerimden bilsene. Patlıcanın moruna Yandım marol donuna Yemin ettim vallahi Keseceğim yoluna. İncir altı serindir Kökü biraz derindir Başka yerde küresin Aydın senin yerindir. İncirin ince sapı On santim gelir çapı Mübarek incir değil Sanki saadet hapı. İncirin yaprağına Kınalı toprağına Bir danesi bedeldir İnan kaymak yağına. İncirin kantar topu Dertlere deva lop’u Ne incir yetiştirir Aydın’ın soyu sopu. Deniz üstünde muşamba Hacılar gider Şam’a Ne giydirsen yakışır Fidan boylu Paşama. Tepsi üzüme bak Biraz da gözüme bak Eller ne derse desin Sen benim sözüme bak. Her kim olsa vurulur Gözlerine kaşlarına Merhametin yok mudur Gözümün yaşlarına. Dünyaya anlamazdım Sözlerin olmasaydı Sevdayı anlamazdım Gözlerin olmasaydı. Sular gibi duruldum Bi güzele vuruldum Bu hasretlik pek fena Artık bittim yoruldum. Söke söke içinde Söke alev içinde Yansın söke kül olsun Sevdiğim yoğ içinde. Siyah çember oyası Yüze vurmuş oyası Alcam dedi almıyor Alllah’ından bulası. Dağda zeytin toplasın Yazları depolasın Şu sökenin kızları Koca diye patlasın. Çaydan atladım geçtim Dibini yokladım geçtim Fikrimi seni almak değil Şöyle bir kokladım geçtim. Ay doğar çember gibi Ortasında nar gibi İkimizin sevdası Arzu’yla Kamber gibi. Ayva sarı nar sarı Ayvaya konar arı Kızını bana versin Kirli gömlekli karı. Menderesler akıyor Kardeşlerim bakıyor Yetişin anam babam Beni eller alıyor. Üzümüm bağda biter Tütünüm dağda tüter Güldürmedin ağlattın Olasın benden beter. Kara üzüm asmasıyım Nazilli basmasıyım Bana hasta diyenler Ben sevda hastasıyım. Karanfil kaşlı gelin Gözleri yaşlı gelin Müslüman’ı terk etmiş Gavur oynaşlı gelin. Söke’nin ufak taşları Yarimin hilal kaşları Yine ona göz koymuşlar Kemalpaşa berduşları. Fındık fıstık olur mu? Ateş yaştık olur mu? Sen orda ben burada Böyle dostluk olur mu? Kara tavuk kanadı Söke bana yaradı Sevgilimi öperken Altın dişim kanadı. Şu dere buz bağlamış Dibi nergis bağlamış Bab beni evlendir Söke’de kız kalmamış. Söke’nin çarşısına Oturdum karşısına Yare mani yazıyom Eğlensin kokusuna. Karşıda kara kedi Ağzında keklik eti Benim yarimi verin Yıkarım memleketi. Arabadan atladım Şalvarımı topaldım Efem gel’cek diye Ben o gece yatmadım. Beyaz giyme toz olur Sarı giyme söz olur Gel yeşilleri giyelim Muradımız tez olur. Kalenin bedenleri Çevirin gidenleri Ne güzel saç taramış Söke’nin güzelleri